Eskiden bürokraside “bugün git, yarın gel” uygulaması vardı.
Nedeni, memurlar, bir iş yapmak istemedikleri zaman, karşılarına gelen insanları bertaraf etmek ve onlara bürokrasinin ne demli bir güç olduğunu göstermek için böyle davranırlardı.
Hatta bu uygulama, senelerdir siyasetçilerin iktidarları yıpratmak için kullandığı en büyük argümanlardan bir tanesi idi.
Hükümetler değişir ama, bürokrasideki anlayış bir türlü değişmezdi.
Çünkü, halka hizmet memurun keyfiyetine bırakılmış, kim ne derse desin, o memur o işi yapmak istemiyorsa, hiçbir güç yapılması gerekli işi yaptırmaya yetmiyordu.
Bu olay, 12 Eylül 1980 ihtilali ile biraz olsun gevşedi. Çünkü, darbe yapan askeri yönetim, bazı memurları siyasi görüşleri bazılarını ise “bugün git, yarın gel” uygulamasıyla rüşvet aldıkları, görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle resen emekli etmiş yada memuriyetlerine son vermişti.
Sonrasında, bilgisayarlar çıktı.
Sonrasında TC uygulaması çıktı.
Sonrasında e-devlet uygulaması ile vatandaşların bazı işlerini kendileri internet ortamında çözmeye başladığı bir yapı oluştu.
Bu sistem genişleyince, “bugün git yarın gel” uygulaması tarih oldu.
Şimdi, devlet dairelerinde yeni bir uygulama başlamış.
Ben henüz karşılaşmaya nail olamadım ama, bazı arkadaşlarım gerçekten sıkıntı yaşadıklarını şikayet ediyorlar.
Bugün git, yarın gel uygulamalarına alışkın olan bir neslin böylesine birkaç dakikalık beklemeye bile tahammülleri olmayan, yada evrakın arşivden çıkarılacağı için biraz bekleme süresi isteyenlere karşı, halkımızın gösterdiği bu tepkilere belki de isim koymakta zorlanıyorum.
Tabi, arzu edilen vatandaşların işlerini en kısa sürede, hiç beklemeden ve de hatta devlet dairelerine bile gelmeden, internet ortamında veya telefonla bilgi sistemleri üzerinden yapabilmesi imkanlarının sağlanması. Genişletilmesi.
Malum, devletimiz vatandaşlarla barışma adına yeni bir vergi affı ve ceza affı çıkardı. Uygulama başladı. Milyonlarca vatandaşlarımız, devlet dairelerindeki sıkıntıları nedeniyle kamu kurumlarını sık ziyaret etmeye başladı.
Çalışanların başları kalabalık.
Vatandaşlar, ne zaman ne gibi işlem yapacaklarını bilemiyorlar.
Pek çoğu, borçlu mu, alacaklı mı? Olduğundan habersiz.
Tabi, hepsinin merkezi ve kaynağı kamu kayıtları.
Kamu işi bilgisayar ortamında, elektronik ortamda kayıt altına almış.
Sistem çalıştığında sıkıntı yok.
İşler tıkır tıkır işliyor.
Çalışanlar da vatandaşlarda hallerinden memnun.
Çünkü, yapılmak istenilen iş yapılıyor, verilmek istenilen hizmet veriliyor.
Birde sistem arızası olduğu zaman sıkıntılar başlıyor.
Çalıştığı işyerinden saatlik izin alıp, sistemin azizliğine uğraşanlar sıkıntı çekiyor.
Karşısındaki vatandaşa dert anlatmakta güç yaşayan kamu görevlileri sıkıntı çekiyor.
Sistem, gerçekten insanları çileden çıkarıyor.
Birde, bu sistem, mahalli değil. Lokal değil.
Kurumların merkezlerine bağlı. Bir yerde yara arıza oldu mu, her tarafta aynı sıkıntılar yaşanıyor.
Bunun da cevabı bulunmuş. Sistem arızalarına kızanlara, “bugün git, yarın gel” yerine, “ben bilmem üst makamlar bilir” cevabı veriliyor. Topu taca atmanın yeni yolu bu.