Ülkemizdeki iç saldırılara baktığımızda bölücülerin yaptıkları baskın ve terör olayları gözümüze çarpıyor.
Ellerine silahları almışlar, bazı ağa babası ülkelerinde para ve mühimmat destekleriyle terör estirmeye devam ediyorlar. Onların uzantıları ise teröristlere karşı yapılan operasyonları gördüklerinde, “bu operasyonları durdurun. Biz barış istiyoruz” diyorlar.
Aslında, senelerce hem Türk insanlarını hem de dünyanın bazı bölgelerindeki insanları, hatta siyasetteki karar vericileri kandırdılar bu masallarla. Eli kanlı teröristlerin barış istedikleri nerede görülmüş? Hangi ülkedeki terör örgütü, “ben saldırılardan vaz geçtim. Gemlin barış yapalım” demiş?
Dünya tarihinde böyle bir olay yok. Çünkü, hepsi maşa oldukları ülkelerden aldıkları silahlarla, paralarla geçinmenin yolunu bulmuşlar. Herhangi bir tehlike anında, o maşaları kullananlar, yeni maşa bulabilmenin güçlüğünü çok iyi bildikleri için hemen kalkan oluveriyorlar.
İşte, dünyadaki terörün döngüsü bu.
Birileri daha çok para kazanma, daha çok güç kazanma uğruna, bazı örgütleri maşa gibi kullanıp terörü destekliyorlar.
Onların sömürge haline getirmek istedikleri ülkelerde, siyasi istikrar olması, huzur olması ve barış ortamı olmasını istemedikleri belli. Çünkü, insanlar kendi can ve mal derdine düştükleri için ülkedeki zenginliklerin başkaları tarafından alınıp götürüldüğünü fark bile edemiyorlar.
Terör taşeronları da “biz iş bulamadık. Yaşadığımız bölge kamu hizmeti alamadı. Bizlere hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldı. Aç kaldık. Kimse yüzümüze bakmadı….vs.” gibi avuntularla kandırılıyorlar. Onlar, sanki bu işlerin sürekli olacağı ve kendilerinin ellerindeki silahlarla güç kazandıklarını sanıyorlar.
Oysa ki, en iyi silah bile gün gelir geri teper.
Artık, teröre destek veren bazı ülkeler sanırım doyuma ulaşmışlar. Ya da kendi ülkelerinde de besledikleri teröristlerin eylem yapmaya başlamaları üzerine çaresiz kalmaya başlamışlar. Dün konuştuklarıyla bugün konuştukları arasında fark var.
Eskiden yasadışı bölücülerin barındıkları kamplara gidip onlara destek olanlar, şimdi onları yok edebilme adına “gelin beraber olalım. Teröre karşı uluslar arası iş birliği yapalım” diye konuşmaya başladılar.
Bu konu çok hassas ve toplumun ortak değerlerine karşı yapılan bir saldırı. Sanki bu toplum terör konusunda aşılanmış. Birileri, terörden nemalandıkları için ellerinde bulundurdukları basın, medya gücünü teröristleri masum gösterme adına kullanmaya çalışıyorlar. Birileri, terör saldırılarına topluma karşı kin ve nefret duygularını azaltabilme adına masum halkın barış istekleri gibi göstermeye çalışıyorlar.
Neyin barışı? Polisi, askeri, öğretmenleri, doktorları öldürürken, onları şehit ederken barış istemiyorsunuz da, güvenlik güçlerinin operasyonlara başlayıp katilleri yakalamaya başladıklarında mı barış aklınıza geliyor?
Eli kanlı katiller, yakayı ele verip adalete hesap vereceklerini hissettikleri anda “barış” diye yaygarayı basıyorlar.
Sonrada gidip okula bomba atıyorlar. İşte sizin barışınız bu kadar. Ne söylerseniz söyleyin, siz bu halkı artık kandıramayacaksınız. Bu barış ta eli kanlı katillerin sonu getirilince ancak olacak.