Harbi Müslümanlar
Efendim malumunuz 28 Haziran tarihinden itibaren bir ay boyunca ramazanı idrak etmeye gayret edeceğiz.
Üst düzey dini birikimim olmasa da kendi meşrebimizce kulluk görevimizi yerine getirmeye gayret ediyoruz.
Başlık ve girizgah bölümü sizleri korkutmasın, zira bir vaaz yazısı paylaşmak arzusu içinde değilim.
İşin uzmanları zaten bu ay münasebetiyle bunu zaten gerçekleştireceklerdir.
Benim dile getirmek istediğim mevzuu ise çok başka bir açılımdan ibaret…
Sosyal medya hepimizin ortak olmazsa olmazlarından birisi haline geldi.
Bir hayli farkındayız bunun.
Ele geçirdiğimiz her boş fırsatta sosyal medyadaki gelişmeleri yakından takip ederek, kimi zaman da katkı sağlayarak, sanal alemin bir parçası olmak için çaba sarf ediyoruz.
Hatta ve hatta ‘beğen’ butonu bizler için bir mahşer sınavı gibi.
Ya yazdığımız cümle insanlardan kabul görmezse, ya da paylaştığımız bir doküman diğer arkadaşlarımızdan geçer not almazsa, günümüz nasıl kararıyor değil mi?
İnternet bulunmayan ortamlarda adeta nefessiz yaşama hissi oluşmuyor mu sizde?
Tuvalet yeri arar gibi bir mekandaki önceliğiniz wi-fi(kablosuz internet) değil mi?
Değilse, zaten yazının bundan sonraki kısmı size çok bir şey ifade etmeyebilir…
Sevgili dostlar, paylaşımlar konusunda elimden geldiğince ben de katkı koymaya gayret ediyorum. Ağırlıklı olarak iyi bir izleyiciyim aslında…
Gözlemlerim arasında bana en çok samimiyetsiz gelen gün kusura bakmasınlar, ama cuma günleri ve ramazan ayı oluyor.
Özellikle Facebook, Cuma günleri ayrı bir uhrevi yapıya bürünüyor.
Ramazan ayı, sosyal medya duvarları mahyalarla kaplanıyor.
Maniler, dini sözler havalarda uçuşuyor. Sanırsınız bu paylaşımları yapanların alnı secdeden kalkmıyor.
Bu da kusura bakmayın ama biraz gülünç oluyor…
Hayırlı ramazanlar…