Bazı konularda fazla mı hassasız acaba, yoksa hayat mı bizi bu yönde etkiliyor? Basit bir sevgi sözcüğünü birbirimizden esirger bir haldeyiz… Biri duyacak diye, gizli saklı öpüşmeler, en güzel aşk şarkılarını fısıldar haldeyiz…
Bir 14 Şubat’ı daha geride bıraktık. Tüm kukuman kuşları, çifte kumrular ve diğer türevleri sevgiyle ellerini kavuştururken, Biri Bizi Gözetliyor’dan ‘rönt’leme alışkanlığı edinmiş, bir sürü ‘kem’ göz onları süzdü.
Kimseye zarar vermeyi düşünmediler, birbirlerinin omzuna başlarını yaslarken. Sadece ve sadece aşk damlaları dökülüyordu gözlerden. Ve çevrenin o lanet psikolojik baskısı, kara bulut gibi çöktü o gençlerin üzerine.
Herkes ahlak zabıtası kesildi birden. Sanki ürüyorlardı göz önünde. Fütursuzca küfür edenlere sabrımız sonsuz da, birbirine sevgiyle bakanı taammüden öldürmek istiyoruz. Hakaret sevap ama aşk sözcükleri paylaşmak zebaniyle raks sebebi…
Tüm ahlak zabıtalarına inat yine işporta aşıklar kazandı. Yakalayamadılar… Herkesin gözü önünde dünyalara inat yaşadılar doya doya aşklarını…
Herkesin eleştiri yağmuruna inat, aşk şemsiyelerini tuttular üzerlerine ve ardından çıkan gökkuşağına sarılıp uyudular. Kimisi gençliğinin kimisi de ikinci baharını kutladı. Aşkın yaşının olmadığını haykıranlar, mutluluk şarkılarını yudumladı sahillerde…
Ve bir 14 Şubat’ı daha yasaklayamadılar. Sevdalar özgür kaldı, demokrasi dersi verdi insanlık… Hançer darbeleri kamçı oldu yüreklere… Ölümsüzlüğünü ilan etti 14 Şubatçılar…
Yapılması gereken bir darbeydi belki de… Bu yıl yine bizi leyleklerin getirdiğini zannedenlere inat kavuştu eller.
Eyy aşıklar, çekinmeden yaşayın sevginizi. Dünyaya haykırın ki, özgür olsun tüm aşklar…
İlla tutsak olunacaksa, sevgiden kavuşan elleriniz kelepçe olsun…
Çekilin yoldan ve ikinci bir emre kadar
Susun ahlak zabıtaları
Ahlaksızlara kesin cezanızı…