“Devrim yarın yeniden takırdayarak zirveye çıkacak: Ben vardım, varım ve var olacağım! diyecek”
Rosa Luxemburg
Alman işçi sınıfının bir kadının yüreğinden devrim kıvılcımını yakan Rosa Luxemburg mücadele aracı olarak algıladığı “kitlesel grev” için yeni bir bakış açısı yaratmaya çalışarak kitlesel grevi belirli koşullar altında Alman işçi sınıfının da kullanması gereken bir silah olarak kabul edilmesini öngörmektedir.
Devrimin kadın yüreğindeki yansıması Rosa Luxemburg’a göre kitlesel grev: “Legalitenin prangaları altında hazırlanan bir genel grev, önceden cephanesi denize atılan toplarla savaş gösterisinde bulunmaya” benzemektedir.
Kadın kokusuyla devrimin ayak sesi Rosa Luxemburg kapitalizmin yerine daha adil bir toplum düzeninin geçirilmesinin tarihsel zorunluluğunu tekrar bilince çıkartmak istiyordu.
“…Endüstriyel konjonktürün sürekli değişimi sendikaları, her iniş döneminde eski kazanımları sermayenin saldırılarından korumaya ve her çıkış döneminde, daha önce düşürülmüş olan ücretleri elverişli duruma uygun seviyeye çıkartmak için mücadeleye zorlamaktadır.
Erkek egemen yapılanma olan işçi sınıfının öncü kadın savaşçısı Rosa Luxemburg’a göre: “Kapitalizm, propagandist gücü olan ilk iktisat biçimidir, dünya küresine yayılma eğilimi olan ve tüm diğer iktisat biçimlerini iten, yanında başkasına tahammül etmeyen bir iktisat biçimi.”
” Ancak aynı şekilde, tek başına, muhiti ve toprağı olan diğer iktisat biçimleri olmaksızın var olamayan, yani aynı zamanda dünya biçimi olma eğilimi olan, ama üretimin dünya biçimi olarak kendi iç yetersizliğinde parçalanan ilk iktisat biçimidir.”:
İşçi sınıfı için verdiği mücadele yıllarında tutuklanarak hapiste kaldığı dönemlerde Ekim Devrimi’ni kendi düşünceleriyle devrimin kadın sesi Rosa Luxemburg şöyle tanımlamaktadır.
“…Rusya’nın beni nasıl heyecanlandırdığını düşünebilirsiniz. Petersburg’da, Orel ya da Riga’da yıllarca hücrede tutulan kimi arkadaş şimdi özgür. Benim buradaki hapsimi nasıl da kolaylaştırıyor bu…”
Kadın yüreğinde çarpan devrim, damarlarında dolaşan devrim olan Rosa Luxemburg , tek bir ülkede olan devrimin zafer kazanmayacağını, devrimin topyekun diğer ülkelerde de olması gerektiğini ifade etmektedir.
1917 de başlayan Ekim Devrimi 1918 sonbaharında Almanya’da da devrimci hareket ile zirveye ulaştı. Kadın bedeninde devrim Rosa Luxemburg’a göre Ekim Devrimi :
“ sosyal demokraside olmayan bütün devrimci onur ve eylem yetisi Bolşeviklerde temsil edilmekteydi. Onların Ekim Başkaldırısı, sadece Rus Devrimi’nin gerçek kurtuluşu olmakla kalmadı, aynı zamanda uluslararası sosyalizmin onurunun da kurtuluşu oldu”.
“En merhametsiz devrimci eylem gücü ve en geniş yürekli insancıllık, işte bu
sosyalizmin varı ya da yoğudur. Bir dünya alaşağı edilmek zorundadır. Ama,
silinecekken dökülen her gözyaşı bir şikâyettir ve önemli bir iş için acele edip,
bir solucanı ezen her insan bir cinayet işlemiş demektir”
Rosa Luxemburg’a göre devrimin tarihsel konusu sermaye egemenliğinin yok edilmesi ve sosyalist toplum düzeninin gerçekleştirilmesinden ibarettir.
Dünyanın bütün devrimcilerine kadın yüreğinde çarpan devrimini şöyle ifade etmektedir:
“Görev ne denli büyük olursa, güçlerimizi o denli bir araya getireceğiz ve şunu unutmuyoruz: Devrim eserlerini müthiş bir hızla gerçekleştirir”.
Bir gün öldürüleceğini bile bile kararlı devrimci mücadelesinden asla vazgeçmeyen devrimin kadın sesi Rosa Luxemburg ölümü şöyle ifade etmektedir:
“Beni tek teselli eden, beni de muhtemelen öbür dünyaya gönderecekleridir. Belki de her yerde pusu kurmuş olan karşı devrimin kurşunuyla. Ama yaşadığım süre boyunca size en sıcak, en sadık, en içten sevgiyle bağlıyım”.
Alman işçi sınıfının öncü savaşçısı devrimin kadın sesi Rosa Luxemburg’un mezarında şu yazılıdır:
“Burada Rosa Luxemburg gömülü Polonyalı bir Yahudi kadın Alman işçilerinin öncü savaşçısı
Alman sömürücülerinin emriyle öldürüldü. Ezilenler, gömün ayrılıklarınızı”.
Devrimin kadın kokusu, Alman işçi sınıfının öncü savaşçısı Rosa Luxemburg Lenin’in ifadesiyle :
“O bir kartaldı ve öyle kalacak”.
Yüreğinde devrim ateşi yanan dünyanın bütün devrimci kadınlarına ithaf olunur.
“Kalın felsefeyle”
Fikir hayatındaki öncü kadınlara saygılar sunuyorum. Aytaç Toker.