İktidara ve otoriteye başkaldıran tarihte bilinen ilk kadın karakter olan Antigone, eserde devleti temsil eden Kral Kreon karakterinin kardeşi Polyneikes’i vatana ihanet suçundan ölüme mahkum ederek cesedinin bir savaşçı için onur kırıcı bir durum olan gömülmeden kurda kuşa yem olarak sunulmasını kabul etmeyerek her canlının öldükten sonra gömülme hakkının olduğunun M.Ö. 400’lü yıllarda düşünce ve ifade özgürlüğünün Tanrı kuralları ile toplumu yöneten diktatör yönetimi karşısındaki bireysel mücadelesini anlatmaktadır.
Antigone karakteri günümüzden iki bin dört yüz yıl öncesinde de düşünce ve ifade özgürlüğünün bireyler ve bireylerden meydana gelen toplumların geleceğinin şekillenmesinde ne kadar önem arz ettiğini göstermektedir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı birey ve toplumlar kendi geleceklerini kendileri tayin edemezler.
Mevcut iktidar ve otoriteye bireysel başkaldıran Antigone, kardeşi Polyneikes’in gömülme hakkından yola çıkarak mevcut yasaların yetersizliğini ortaya koymaktadır. Mevcut yasaların yetersizliği durumda bunun için mücadele eden birey vatan haini olarak mı kabul edilecektir?
Mevcut yasaların toplumun içinde bulunduğu ekonomik, sosyal, kültürel sorunlara çözüm üretemediği anlaşıldığında bu durumda bireysel bir başkaldırı ne şekilde ve nasıl yapılmalıdır ki mevcut düzeni sağlayan iktidar ve otorite bunu meşru olarak kabul edebilsin, ya da böyle bir şey olabilir mi?
Bireysel başkaldırı meşru kabul edilebilir mi?
Sophokles Antigone karakterini düşünce ve ifade özgürlüğünün savunucusu olarak karşımıza çıkarmaktadır. Antigone Sophokles için gelecektir, Antigone insanlığın geleceğini temsil etmektedir.
Antigone belki de tarihte bilinen ilk devrimci kadın karakteridir.
Nerede bir diktatör ve baskı rejimi varsa orada bir devrimin hazırlayıcı kıvılcımı ateşlenir.
Her diktatör ve baskı rejimi uyguladığı insan hakları ihlalleriyle aslında kendi yok oluş sürecini başlatmış olmaktadır.
İktidara gelen otorite gücünü toplumun meşru temsilinden alamıyorsa iktidarda kalabilmek ve mevcut iktidarını korumak için baskı ve güç kullanmaktan başka ne yapabilir ki.
Bilinmelidir ki her baskı ve güç kullanımı iktidar ile toplumu birbirinden ayırır ve güç kullanarak iktidarda kalmaya çalışan mevcut iktidarın iktidardan indirilme sürecini başlatmış olur.
Sophokles Antigone karakterini kardeşi Polyneikes’in gömülme hakkının savunucusu olarak karşımıza çıkarması ile düşünce ve ifade özgürlüğünün mevcut iktidar ve otoriteye karşı bireysel bir başkaldırı için meşru bir gerekçe oluşturabileceğini göstermektedir.
Sophokles Antigone karakteri ile mevcut iktidar ve otoritenin insan hakları ihlalleri ile iktidarda kalma süresi arasında bir paralellik olduğunu ifade etmektedir.
Gücünü insan hakları ihlallerinden alan iktidar ve otoriteler tarihsel süreçler içinde varlıklarını koruyamayacaklar ve her insan hakları ihlalleri iktidar ve otorite için bir yok oluş sürecinin hazırlayıcısı olacaktır.
Eski Mısır’da bir söz vardır: “Bizler, kendi kaderlerimizin mimarlarıyız”
“Kalın felsefeyle”